Çocuk
- Admin
- 24 Ağu 2016
- 2 dakikada okunur

7-8 yaşlarında görünüyor...
Kim bilir belki daha küçük ama zamanından önce olgunlaşmış.
Çünkü yüzü artık çocuk gibi bakmıyor, gözleri çocuk gibi parlamıyor.
Üstündekilerse hiç de öyle cıvıl cıvıl renklerde değil. Eskimiş, solmuş… Emanet gibi duruyor, o küçük bedenine yakışmamış.
Elinde mendil dolusu poşetiyle biniyor metrobüse.
Herkese tek tek soruyor “Alır mısınız?” diye.
Gözlerimizin içine bakıyor almamız için yalvarırken…
Gözlerimizi kaçırıyoruz. Göz göze gelip keyfimizi bozmak istemiyoruz.
Ezkaza gözlerine bakarsak vicdan azabı duyarız diye ödümüz kopuyor.
Yolculardan biri birkaç madeni para çıkarıp uzatıyor ona.
İrili ufaklı madeni paraları ayırıyor elinde çocuk. Küçücük avucunun bir yerine büyük olanları, diğer yerine küçükleri koyuyor.
Hani biz olsak “Elleme oğlum pis paraları” deriz ya...
Dokunursa de steril sabunlarımızla ellerini yıkayıp hijyenik hale getiririz mikrop kapmasın diye.
Tam o yaşlarda o da. Paralara dokunmaması gereken yaşta ama para kazanıp saymayı öğreneli çok olmuş.
Sayıyor pis paraları tek tek, cebine koyuyor tüm masumiyetiyle.
Para pis, çocuk tertemiz...
Biz de oyun gibi izliyoruz onu. Gülüyoruz hatta yaptığına.
Gülüyoruz çünkü durum çok absürt.
Gülüyoruz çünkü trajikomik.
Gülüyoruz çünkü tüm absürtlüğüne rağmen ne kadar da sıradan artık…
Başka bir durakta iniyor çocuk.
Bu sefer daha küçük yaşlarda başka bir çocuk biniyor.
Dizinde büyük bir yara var. Belli ki yeni düşmüş, kanı üzerinde hala taze.
Ona “Uf mu olmuş, öpeyim de geçsin” diyerek acısını hafifleten kimsesi yok.
Zaten o acısını kendi kendine hafifletmeyi öğrenmiş. Yarasına bakıyor ama yüzünde acı ifadesi yok.
Keşke yanımda yara bandı olsaydı diyorum içimden, oysa onun yarasını kapatacak büyüklükte yara bandı yok.
Yarası çok derin, yarası giderek büyüyor, yarası büyüdükçe o da büyüyor.
Bedeni çocuk ama yaşadıkları bedenine sığmıyor.
Biz de izliyoruz büyüyen yarasını. Tıpkı oyun gibi. Bakıyoruz ona, tepkisiz...
Oyun gibi izlediğimiz, çocuğun hayatı. O kadar gerçek ki yabancılaşıyoruz sanki yanında.
Biz oyundayız o gerçek hayatta sanki.
Biz sahnede oynuyoruz da, o gerçeklerin farkında olan seyirci gibi…
İniyor çocuk birkaç durak sonra. Diğer çocuklara bırakıyor yerini.
Biz sonraki oyunu izlemeye koyuluyoruz.
Hiç sorumluluğumuz yokmuş gibi...
Hiç suç işlememişiz gibi…
Vicdanımız çok rahat...
Çocuğun çocukluğunun katili biz değilmişiz gibi...
Bizi sakın affetme çocuk!
Büyü ve intikamını al.
Comments