Deliler boşansa
- Admin
- 20 Haz 2014
- 2 dakikada okunur
Hayır, çok değil, bir yıl öncesine kadar deselerdi ki çevreci bir eylem sebebiyle polis şiddetine maruz kalan gençlere destek olmak için halk ayaklanacak, neredeyse ülkenin tarihinde görülmemiş bir halk ayaklanması yaşanacak, bu ayaklanmalarda çoğu çocuk olmak üzere onlarca insan ölecek, öldürülecek; en apolitik insanlar bile bir anda en siyasi kavgalarda taraf olabilecek…
Hiç ihtimal vermezdim.
Yine çok değil birkaç ay öncesine kadar deselerdi ki, hükumetin yaptığı yolsuzluklar ortaya çıkacak ama öyle böyle değil; ayakkabı kutusuna saklanmış milyonlarca dolar ile, yedi yüz bin liralık saatler ile, halka ağza alınmayacak küfürler eden rüşvetçiler ile, her gün bir yenisi çıkan bizzat Başbakan’ın ses kayıtları ile…
“Şaka mı yapıyorsunuz” derdim.
Basına uygulanan sansür ve baskılar yine bizzat birinci ağızdan çıkan telefon konuşmalarından sere serpe önümüze koyulacak, Youtube ve Twitter yasaklanacak, cemaat ile iktidarın arası açılacak ve birbirlerinin açıklarını ortaya çıkarma yarışına girecekler, 1 gün içinde yüzlerce savcı, emniyet mensubu görevlerinden alınacak…
”Yok artık, saçmalamayın” derdim.
Bir ay öncesine kadar deselerdi ki bir maden ocağında patlama olacak, 301 çalışan işçi boğularak ölecek, bir sürü ihmalkarlığın sebep olduğu ortaya çıkacak ama gel gör ki bir kişi bile suçunu kabul edip istifa etmeyecek, suçu birbirlerine yıkacaklar; üstelik yakınlarını kaybetmiş, sebep olanlara öfkeli olan halkın hakkını aramasına bile izin verilmeyecek, müşavir yardımcısı bir vatandaşı tekmeleyecek, hatta Başbakan bir vatandaşa yumruk atacak…
“Çok hayalperestsin” derdim.
Sadece bundan birkaç hafta öncesine kadar biri çıkıp deseydi ki bir cumhurbaşkanlığı seçimi olacak, ilk defa yapılacak olan halk oylaması sanki daha demokratikmiş, sanki bu durum bizim lehimizeymiş gibi gösterilip aksine halkın seçimiyle koltuğa geldiği için seçilen kişiyi daha güçlü ve yetkili kılacak…
Üstüne bir de, halkın yüzde ellisinin insanüstü sıfatlar yükleyip anormal boyutlarda hayran olduğu, diğer yüzde ellisinin de bir o kadar nefret ettiği bu sebeple de toplumda aşırı bir kutuplaşma yaratan Başbakan, sırf başkanlık sistemi getirebilmek için cumhurbaşkanlığına aday olacak…
En güçlü muhalefetin de her kesimden destek görebilecek bir aday çıkarabilmek için tamamen parti ilkelerinden farklı bir ismi belirleyecek…
Irak’ta İslam devleti kurmaya çalışan ve bu uğurda akıl almaz cinayetler işleyen bir terör örgütüne hükumett el altından yardım edecek ve sonrasında aynı örgüt, konsolosluğumuzdaki görevlilerle birlikte 80 vatandaşımızı esir alacak…
“Çok film izliyorsun galiba” derdim.
Bu kadar kısa bir sürede yaşanan bunca olaydan sonra bugün deseler ki Aziz Nesin’in romanındaki* gibi bir gün tüm deliler yattıkları hastanelerden kaçacak, devletin başına geçip ülkeyi yönetecekler...
“Keşke” derim, keşke…
*Aziz Nesin - Deliler Boşandı
Comments